Çitil Avukatlık Ortaklığı

Dünya çapında bir salgın felaketi haline gelmiş olan COVID-19 hastalığının sağlık personeline de yoğunlukla bulaşmaya başlamış olması ve sağlık personelinin söz konusu hastalık tehlikesiyle sürekli burun buruna olması ve hastalık kapma riskinin çok yüksek olması nedeniyle hastalığın görevi başındaki sağlık personeline bulaşması durumunda sağlık personelinin enfekte olması durumunun iş kazası mı yoksa meslek hastalığı mı olduğu konusunda belirsizlik ortaya çıkmış, sağlık personeline hastalık bulaşması durumunda kanuni olarak statülerinin ve haklarının neler olduğu konusunda bir değerlendirme yapma zarureti doğmuştur.

İş kazası ve meslek hastalığı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. Ve 14. Maddelerinde ele alınmıştır. İlgili kanun metnine göre iş kazası;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.

Aynı kanunun 14. Maddesinde yer alan meslek hastalığının tanımı ise şu şekilde yapılmıştır:

“Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.”

Kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere hastalık kapma durumuna iş kazası denilebilmesi için bir olaya istinaden bu durumun gerçekleşmesi gerekmekte olup hastalığın ne zaman ve nerede kapıldığının bilinmesi gereklidir. Zira COVID-19 hastalığına yakalanmış olan bir çalışanın  5510 sayılı kanunun 13. Maddesinde yer alan koşullarda hastalığı kapmış olmasının anlaşılması durumunda söz konusu hastalık iş kazası olarak nitelendirilebilecektir.

Sağlık çalışanlarının aralıksız olarak çalışmakta olduğu, salgın hastalığın kitlesel felaket olduğu bu dönemde görevleri başında iken  kamu veya özel hastane personelinin COVID-19 hastalığına yakalanması durumunda hasta sayısının çok yoğun olması ve hastalığın çok kolay bulaşabilmekte olan bir hastalık olması nedeniyle ilgili personelin hastalığı tam olarak hangi olay neticesinde ve ne zaman kapmış olduğunu tespit etmenin imkanlar dahilinde olmaması nedeniyle söz konusu hastalık kapma durumu iş kazası olarak değerlendirilemeyecektir. Ancak bir sağlık personelinin veya sağlık sektöründe çalışan hizmet personelinin (sekreter, ambulans şoförü, hizmetli vb.) görevi başında iken COVID-19 teşhisi koyulmuş olan bir hastanın öksürmesi, hapşırması gibi durumlarda vücut sıvısına maruz kalmış olması veya kanayan bir yerinden çıkmış olan bir kana vücudunun maruz kalması durumunda ortada iş kazasına sebebiyet gösterilebilecek bir olay olması nedeniyle iş kazası bildirimi yapılmalıdır.

SGK tarafından çıkarılan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin ekindeki meslek hastalıkları listesinde COVID-19 yer almamaktadır. Buna karşın listenin, D gurubunda bulaşıcı hastalıkların da meslek hastalığı olarak sayıldığı görülmekte olup, kurumun hastanelerin başvurularıyla ilgili bilgilendirme yazısında COVID-19 hastalığının sağlık personeli için meslek hastalığı olarak değerlendirileceği belirtilmiştir. Sağlık personelinin vefatı halinde hak sahiplerinin, öncelikle işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Merkezi’ne müracaat etmesi gerekmektedir. SGM tarafından gerekli incelemelerin yapılmasından sonra dosya, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderilecek ve bu Kurul tarafından, hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına karar verilecektir. Kurul kararına karşı, sigortalı veya hak sahiplerinin iş mahkemesinde dava açması mümkündür.

Sağlık personelinin COVID-19 hastası bir kişinin vücudundan çıkmış olan tükürük veya kana maruz kalmış olmaları durumunda  özel sağlık kuruluşlarında işveren, kamu kuruluşlarında kurum yetkilisi tarafından kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma ise kazadan sonraki en geç 3 iş günü içinde bildirilmesi gerekmektedir. Kazanın, işverenin kontrolü dışındaki bir yerde meydana gelmesi halinde ise, bildirim süresi, işverenin kazayı öğrendiği tarihten itibaren işleyecektir. Süreler, kazanın olduğu veya öğrenildiği tarihte değil, ertesi günden başlayacaktır.

COVID-19 hastalığına yakalanmış olması nedeniyle çalışamayan sağlık personeline 5510 sayılı kanunun 17. Maddesine göre geçici iş göremezlik ödeneği ödenecek olup,  yine COVID-19 hastalığına yakalanmış olması nedeniyle iş kazası geçirmiş veya meslek hastalığına yakalanmış olan sağlık personeli için  virüs nedeniyle oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.

Sağlık personelinin COVID-19 hastalığı kapması durumu 5510 sayılı kanunun 14. Maddesinde meslek hastalığının tanımı için sayılmış olan “çalışılan veya yapılan işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık” tanımına uymakta olup, hastanelerde çok sayıda COVID-19 vakasının bulunması, sağlık personelinin sürekli hastanede bulunuyor olması ve hastanede bulunan insanlarla sürekli temas halinde olması nedeniyle işin niteliğinden veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici bir hastalık olarak değerlendirilecektir. Ancak COVID-19 hastalığı kapmış olan sağlık personelinin bilimsel veriler ışığında virüsün bulaştığı zaman aralığında  göreviyle ilgili olarak sağlık kuruluşunda hiç bulunmadığı ve görevi başında olmadığının anlaşılması durumunda  söz konusu hastalık kapma durumunun meslek hastalığı olarak değerlendirilebilmesi ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan herhangi bir bildiri yayınlanmamış olup, virüse ilk maruz kalınan an ile hastalığın ortaya çıktığı an arasındaki süre tam olarak belirlenemediğinden söz konusu somut olayla ilgili ilerleyen dönemlerde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun değerlendirilmesi ve konunun mahkemelere taşınması durumunda belirli bir uygulama ortaya çıkacaktır.

Share:
logo-footer