Çitil Avukatlık Ortaklığı

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 Pandemisinin ülkemizde sosyal ve ekonomik hayatı önemli derecede olumsuz etkilediği gerçeğini her geçen gün daha da fazla hissetmekteyiz. Söz konusu salgın hastalığın yayılımının engellenmesi ve olağan hayata en yakın zamanda geçilebilmesi için kamu kurum ve kuruluşları toplumun tedbirler alması hususunda düzenlemeler yapmaktadır. Bu düzenlemelerden birisi de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınan ilkokul, ortaokul ve liselerde eğitimlere evlerden devam edilmesi kararı ve YÖK tarafından üniversitelerdeki önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerinin uzaktan eğitim yollarıyla ikame edilmesi yönündeki kararlardır. Söz konusu düzenlemelerle kreşler, anaokulları, özel okullar, devlet okulları, etüt ve kurs merkezleri ile vakıf ve devlet üniversitelerinde eğitimlere ara verilmiştir. Bu süreçte uzaktan eğitim sistemi ile eğitime devam edebilecek teknik donanıma sahip olan kurumlar eğitimlere devam etmek için öğrencilere ve eğitim sözleşmesinin tarafı olan kişilere bildirimde bulunarak eğitim ve öğretim programlarını sürdürmeye devam etmiştir.

Özel okullar, etüt ve kurs merkezleri ve vakıf üniversiteleri ile öğrenciler veya velilerinin akdettikleri sözleşmelerin türü eğitim sözleşmeleridir. Eğitim sözleşmeleri karşılıklı borç yükleyen ve sürekli bir sözleşme türüdür. Bir tarafın asli edim yükümlülüğü eğitim ve öğretim hizmeti sunmak iken diğer tarafın asli edim yükümlülüğü eğitim ücretinin ödenmesidir. Sözleşmenin hukuki niteliğine bakıldığında ise söz konusu sözleşmeler tüketici sözleşmeleri vasfına haizdir. Tüketici, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da “ Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Kanunda yapılmış olan bu tanım ışığında söz konusu eğitim kurumlarıyla yapılan eğitim sözleşmelerinin tarafı olan öğrenci veya veliler tüketici olup akdetilen sözleşmeler ise tüketici sözleşmeleri olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna tabiidir.

Eğitim sözleşmeleri ile eğitim kurumları profesyonel, kaliteli, doğrudan ve pratik olarak bilgi akışı içerisinde, eğitimin sürecinde disiplinin sağlandığı, hizmetten yararlanan kişilere eğitim verilen kurum içerisinde sosyalleşme olanakları bulundurularak eğitim hizmeti sağlamayı taahhüt etmektedirler ve bunun karşılığında eğitim hizmetinden yararlanan tüketicinin ise bu eğitim karşılığında bir bedel ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Önem arz eden durum şudur ki; tüketicilerin özel eğitim kurumlarını tercih etmelerindeki temel saik kaliteli, doğrudan ve eğitmenin tecrübelerinden direkt olarak istifade edilebilen bir eğitimin sağlanmasıdır. Söz konusu sözleşmelerde de eğitim kurumları bu hususları taahhüt etmektedir. Ancak Covid-19 Pandemisinin ülkemizdeki etkisini henüz daha yitirmemiş olduğu bu süreçte eğitim kurumlarının bazıları eğitimlerine ara verirken bazıları ise Uzaktan Eğitim Bilişim Sistemleri vasıtasıyla eğitimlerine devam etmektedir.

Eğitim kurumlarıyla tüketici arasında gerçekleştirilen eğitim sözleşmeleri belirli süreli niteliktedirler. Eğitim sözleşmelerinin tarafı olan eğitim kurumlarının Pandemi döneminde eğitime ara vermesi ise sözleşmedeki taahhütünü yerine getirmemesi sonucunu doğurmaktadır. Eğitimin Uzaktan Eğitim Bilişim Sistemleri üzerinden gerçekleştirilmesi durumunda ise tüketicinin eğitim kurumundan beklemiş olduğu taahhütlerin yerine getirilmediği açıktır. Eğitimden istifade eden öğrencinin uzaktan eğitim sistemleri ile gerçekleştirilen eğitimlerde öğretmenden veya tecrübe sahibi akademik personelden tam istifade etme durumu gündeme gelmemektedir. Öğrenci bu süreçte tecrübelere doğrudan temas edememekte, bazı sistemlerde soru soramamakta ve birçok profesyonel eğitimde ise pratikte başarı sağlayabilecek düzeyde eğitim alamamaktadır. Eğitim kurumları tarafından sunulan bu hizmet ayıplı hizmet niteliğindedir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda Ayıplı Hizmet “sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.” Şeklinde düzenlenmiş ve “Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.” hükmü düzenlenmiştir.

Eğitim kurumlarının tüketiciye sunmuş oldukları Uzaktan Eğitim Bilişim Sistemleri ile eğitimler de ayıplı hizmet niteliğindedir. Tüketicinin özel okul, kurs ve etüt merkezleri ve vakıf üniversitelerinde alacakları eğitimde objektif olarak bulunması gereken özellikler eğitmenden doğrudan yararlanılması, teorik bilgileri eğitmenin tecrübeleri vasıtasıyla pratiğe dökülmesi ve karşılaşılan somut olaylarda edinilmiş olan teorinin pratiğe uygulanabilmesi şeklindedir. Uzaktan eğitim vasıtasıyla bu hizmetlerde söz konusu özellikler bulunmadığı için ayıplı hizmet bulunmaktadır. Hizmetin ayıplı olması için herhangi bir kusur gerekmemektedir. Yani eğitim kurumlarının Covid-19 sebebiyle bu şekilde eğitim verildiğine ve taraflarına ait bir kusur bulunmaması sebebiyle sorumluluklarının olmadığına ilişkin beyanlarının hukuki olarak hiçbir niteliği olmayıp ayıplı hizmetin gündeme gelmesi için kusurun olmasına gerek yoktur.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tüketiciye ayıplı hizmet halinde kullanabileceği seçimlik haklar tanınmıştır. Bu haklar hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme şeklindedir. Eğitim sözleşmeleri kurulurken taraflar ücretin ödenmesi konusunda birçok şekilde anlaşabilmektedir. Ücret peşin olarak kararlaştırılabileceği gibi eşit veya eşit olmayan taksitlerle de kararlaştırılabilmektedir. Covid-19 sebebiyle kararlaştırılan  eğitim bedelleri, bu süreçte eğitim hiç verilmemişse ayıp oranında yani eğitim hizmetinin verilmediği aylar için denk gelen bedelin iadesi için ayıp oranında bedelde indirim hakkının kullanılmasıyla sağlanabilecektir. Eğitim bu süreçte Uzaktan Eğitim Bilişim Sistemleri aracılığıyla veriliyorsa tüketicinin eğitim kurumundan beklemiş olduğu makul fayda sağlanmaması sebebiyle ayıplı hizmet söz konusu olduğu için tüketiciler makul bir miktar ayıp oranında bedelde indirim talep edebilecektirler. Eğitim bedeli peşin olarak ödenmişse, ayıplı hizmet sürecinin sözleşme süresine oranı kadar makul bir ücret iadesi talep edilecek olup eğer bedel taksitler olarak kararlaştırılmışsa ayıplı hizmet dönemine denk gelen eğitim ücreti kadar bir indirim talep edilebilecektir.

Kanun kapsamında seçimlik hakların kullanılması için 2 yıllık bir zamanaşımı öngörülmüştür ve seçimlik hakkın kullanıldığına ilişkin karşı tarafa yapılacak bildirim için şekil öngörülmemiştir. Yani yasal olarak süresi içinde ayıp oranında bedelde indirim hakkının kullanıldığının eğitim kurumuna bildirilmesi için şekil serbestisi vardır. Bildirim bu kurumlara e-posta, sms ve whatsapp yoluyla da yapılabilir. Ancak bildirimin süresi içinde yapıldığının ispatı için noter yoluyla ya da iadeli taahhütlü postayla gönderilmesinde fayda bulunmaktadır. Seçimlik hakkın kullanılması ve ücretin iadesi yönünde eğitim kurumundan talepte bulunulduğunda karşı tarafın kusurlarının olmadığı ve bu talebi yerine getiremeyeceklerine ilişkin beyanlarının hiçbir hukuki dayanağı ve niteliği bulunmamaktadır. Bildirim sonucu özel okul, kurs ve etüt merkezi ve vakıf üniversitelerinden olumsuz dönüş alınması halinde sözleşmede kararlaştırılan bedelin miktarına göre Tüketici Hakem Heyetlerine veya Tüketici Mahkemelerine başvurularak ayıp oranında bedelde indirim hakkı kullanılıp bedelde indirim ya da hakkaniyete uygum bir miktar bedelin iadesi talep edilebilir.

Paylaş: