Sanat eserlerinde sahtecilik suçu, yurt dışında olduğu kadar Türkiye’de de yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu suç, sanat eserlerinin 3.kişiler tarafından taklit edilmesi ve başkalarına gerçekmiş gibi satılması sonucu ortaya çıkar. Sanat eserlerinde yapılan sahteciliğin temel motivasyonu, mali kazanç sağlayabilmektir. Koleksiyoncular, bazen belirli bir parçayı ısrarla isterler, bu nedenle satıcılar, koleksiyoncuların isteklerini karşılamak üzere tasarlanmış sahte ürünler üretirler. Bir ürüne talep arttığında, fiyatlar yükselir ve bu denklem sebebiyle failler yüksek meblağlarda para kazanma fırsatına sahip olur.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) Kapsamında “Eser”
Bu kanuna göre eser, yaratıcısının kişisel niteliklerini taşıyan fikir ve sanat ürünleridir. FSEK’in koruduğu eserlerin konusu şunlardan biri olmak zorundadır:
- Musiki
- Güzel sanatlar
- İlim
- Edebiyat
- Sinema eseri
Bu eserlerin yasa ile korunması, eser sahibine mali ve manevi haklar tanır. Manevi haklar kişinin doğrudan başkasına devredemeyeceği ve sadece kendisinin kullanabileceği haklardır. Örnek olarak adın belirtilmesi yetkisi , eserde değişiklik yapılmasının önlenme yetkisi verilebilir. Öte yandan mali haklar , devredilebilen haklardır ve kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Bu haklar: işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, pay ve takip hakkı, temsil hakkı ve işaret-ses-görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkıdır.
Sanat Eserlerinde Sahtecilik Suçunun Cezai Sorumluluğu
Öncelikle belirtmek gerekir ki bir sanat eseri orijinal bir parça olarak satma niyeti olmaksızın kendi kullanımı için, dekoratif bir nesne olarak kopyalanırsa, bu durum herhangi bir suç teşkil etmez. Eğer bu parçanın orijinal olduğu söylenerek satılması girişiminde bulunulursa, o zaman satış gerçekleşmemiş olsa bile sahtecilik suçlamaları söz konusu olabilir. Bu suç, böyle bir işlem sırasında sanat eserinin orijinal olduğunu kanıtlayan sahte bir belge sunulduğunda ortaya çıkabilir. Burada, bir durumda istisna söz konusu olabilir. Eserin özgünlük belgesine sahip olan kişi, eserin satışı sırasında sunduğunun sahte bir belge olduğunun farkında değilse ve bunu ispatlayabilirse, cezai sorumluluktan kurtulabilir.
Söz konusu sahtecilik eylemlerinin işlenmesi halinde uygulanacak cezai yaptırımlar hapis cezası veya adli para cezası şeklinde kanunda düzenlenmiştir.
Tarihi Eserlerde Sahtecilik Suçu
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu (KTVKK), hangi tür eserlerin tarihi eser olduğunu saymıştır. Ülkemizde tarihi eserlerin çokça olmasından dolayı çeşitli yöntemlerle eserler yapıp bunları tarihi esermiş gibi göstererek satan birçok kişi bulunmakta. Öyle ki, bu durum bir pazar haline gelmiş durumda ve bu sebeple Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bir denetim komisyonu kurmuştur. Bir tarihi eserin kaçırılması veya sahtesinin yapılması ve piyasaya gerçekmiş gibi sunulması, KTVKK’ya muhalefet ve Türk Ceza Kanunu’nda bulunan belgede sahtecilik suçunu oluşturabilecektir.
Sanat Eserinin Sahteciliğine Karşı İzlenebilecek Hukuki Yol
Hakları ihlal edilen eser sahibinin başvurabileceği çeşitli hukuk davaları vardır. Aynı zamanda bu suçun ceza hukukundaki suçlardan şikâyete tabi suç olması nedeniyle ceza davası da açılabilir. Şikâyette bulunma hakkı sadece eser üzerinde hak sahibi olan kişiye tanınmıştır ve kişi bu hakkını ispatlamakla yükümlüdür. Bu davalardan hangisine başvurmanın doğru olacağı konusunda bir avukata başvurmak ve hukuki süreci somut olaya uygun şekilde başlatmak en doğrusu olacaktır.
Çitil Avukatlık Ortaklığı Blog sayfasında yer alan hukuk ve diğer konulardaki yazılar ilk sizin e-postanıza gelsin isterseniz Çitil Haber Bülteni’ne abone olun!
Berra ÖZTÜRK
Kaynakça: