Çitil Avukatlık Ortaklığı

Uluslararası Ticaret, dünyanın bilumum noktasında çeşitli mal ve hizmetlerin taraflar arasında karşılıklı alışverişlerine genel olarak verilen isimdir. Tarafların işyerleri, yasal adresleri veya mutad meskenleri birbirlerinden farklı ülkelerde olabilmektedir ya da tarafların gerçekleştirmiş oldukları ticari işlemin bir kısmı tarafların işyerlerinden başka bir yerde meydana gelebilmektedir. Tarafların arasındaki ticari işlemin nerede gerçekleşeceği, tarafların hangi ülkelerde olduğu gibi unsurlar bu alım-satım işlemlerinin uluslararası mı yoksa yerel ölçek de mi olduğunu belirlemektedir. 

Günümüzde global düzeyde uygulanan bir “Uluslararası Borçlar Hukuku” veya “Uluslararası Ticaret Hukuku” mevzuatları bulunmamaktadır. Devletlerin egemenlik hakkı doğrultusunda kendi kaderlerini tayin hakları taraf olabilecekleri uluslararası işlemlerde kilit rol oynamaktadır. Bu nispette katılım gösterme rızası bulunan devletler CISG gibi uluslararası sözleşmelerle ilgili konularda sözleşmeye taraf ülkelerle ortak düzenleyici kuralları kabul edebilmektedir.

Uluslararası ticarette taraflara sürecin yürütülmesi konusunda rehber vazifesi gören CISG, uygulamada Viyana Sözleşmesi adıyla bilinmekle birlikte Milletlerarası Taşınır Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi olarak da anılmaktadır. Taraf ülkeler arasındaki ticari işlemlerde ortak bir ticari içtihat oluşturmayı amaçlayan sözleşme, UNCITRAL (Birleşmiş Milletler Milletlerarası Ticaret Komisyonu) tarafından ilk örneği hazırlandıktan sonra 10 Nisan 1980 tarihinde Viyana Konferansında kabul edilmesinden ismini almaktadır.  

Uluslararası ticaret hukukunda yeknesaklık bağlamındaki girişimler arasında en önemli kaynak olarak gösterilen CISG kurallarına, Türkiye 7 Temmuz 2010 tarihinde taraf olmuş ve 1 Ağustos 2011 tarihinde ise sözleşme yürürlüğe girmiştir. CISG, güncel olarak 94 üye ülke bulundurmaktadır. Sözleşmenin başlangıç hükmü aynı zamanda amacını da açıklamaktadır: 

 …milletlerarası ticaretin eşitlik ve karşılıklı menfaatler temelinde gelişmesinin Devletler arasındaki dostane ilişkilerin teşvik edilmesinde önemli bir unsur olduğunun bilincinde, 

milletlerarası mal satımına ilişkin sözleşmelere uygulanacak ve farklı sosyal, 

ekonomik ve hukuki sistemleri dikkate alacak yeknesak kuralların kabul edilmesinin milletlerarası ticarette hukuki engellerin kaldırılmasına yardımcı olacağı ve milletlerarası ticaretin gelişmesini teşvik edeceği inancı içinde…” 

Sözleşmenin 4. Maddesi sözleşme kapsamını hüküm altına almaktadır: 

Madde 4 

Bu Antlaşma, sadece satım sözleşmesinin kurulmasını ve alıcı ile satıcının böylesi bir sözleşmeden doğan hak ve borçlarını düzenler. Antlaşmada aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece, özellikle; 

  1. sözleşmenin veya sözleşmenin hükümlerinin veya teamüllerin geçerliliği; 
  2. sözleşmenin, satılan malların mülkiyeti üzerindeki olası etkileri düzenlenmemiştir.” 

CISG kurallarının uygulanması ise; 

    1. Satım sözleşmesinin varlığı  
    2. Satım sözleşmesinin uluslararası nispette olması 
    3. Satım sözleşmesinin konusunun menkul mal olması 4. Taraf ülkelerden biriyle münasebet bulundurma şartlarına bağlıdır.

Sözleşmeye üye iki devletin arasında gerçekleşecek sözleşme konusu uyuşmazlıklarda direkt olarak ilgili hükümler uygulanabilmektedir. Ancak her ne kadar bir veya daha fazla tarafın sözleşmeye taraf olmadığı durumlar engel görünse de sözleşmenin 1. Maddesinin b fıkrası yoluyla sözleşme hükümleri uygulanabilmektedir. 

CISG her ne kadar uluslararası hukuk literatüründe önde gelen bir düzenleme olsa da dünya ticaretinde pay sahibi olmasına rağmen CISG kurallarını kabul etmeyen İngiltere, Hindistan, Tunus gibi önemli ülkeler mevcuttur.

Paylaş: