Sosyal Medya İçeriklerinin Hukuki Boyutu ve Delil Durumu

Günümüzde sosyal medya yaşantımızın bir parçası, adeta odak noktası haline gelmiştir. Basit ve yalın bir tema içermesine ek olarak kullanımı kolay olması sebebiyle toplumun hemen her kesiminden kullanıcıya erişen sosyal medya; içerik oluşturma ve oluşturulan içeriği okumada gönüllülük esasına dayalı olan her türlü paylaşım için zemin hazırlamaktadır. Bu sebeple içerikleri daha çok kullanıcılar ve katılımcılar tarafından oluşturulan sosyal medya; bu yönüyle diğer web sitelerinden ayrılmaktadır.

7253 Sayılı Kanunda “Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü ses ve konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan gerçek ve tüzel kişiler olarak tanımlanan sosyal ağ sağlayıcılarının oluşturduğu kontrolsüz içerik havuzu risk oluşturmaktadır dolayısıyla devlet tarafından sosyal medya denetiminin ve güvenliğinin hukuki düzenlemelerle koruma altına alınması oldukça büyük önem arz etmektedir.

Peki Bu Denetimin Sınırları Var Mıdır?

5651 İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun bu denetim için düzenleme getirmiştir. İlgili kanunun 8 (1). maddesinde Türk Ceza Kanunu’nda yer alan; intihara yönlendirme (madde 84), çocukların cinsel istismarı (madde 103), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194), müstehcenlik (madde 226), fuhuş (madde 227), kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228) ve Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar şeklinde düzenlenen katalog suçlarının internet ortamında işlenmesi halinde erişimin engellenmesine karar verileceği belirtilmiştir.

İlgili konuya örnek nitelikte olacak Yargıtay kararı ise:

T.C. YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ E. 2021/5277 K. 2021/6888

Mağdur Çocuğun Cinsel Arzuları Tahrik ve İstismar Eden Toplumun Sahip Olduğu Ortak Ar ve Haya Duygularını Yerleşik Edep Kurallarını İncitici ve Genel Ahlâka Aykırı Nitelikteki Müstehcen Görüntüsünü Gizlice Kaydedip Bilgisayarına Depolayan ve Mağdura Ait Facebook Hesabında Mağdurun Arkadaşlarının Görebileceği Şekilde Yayımlayan Sanığın Müstehcenlik Suçunu İşlediğine Yönelik Karar 5237/m.44,134,226

“Şantaj ve görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, şantaj suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 107/1, 62/1, 52/2-4, 5275 Sayılı Kanun’un 106/3. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 500,00 TL adli para cezası; görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 134/2, 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmasına, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca ayrı ayrı 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına…

İhlale Konu Olan İçeriklerin Yargı Mercilerine Delil Durumu Nedir? Bu İçerikleri Nasıl İspat Edebiliriz?

İspat için başvurulan vasıtalar olan deliller; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Dördüncü Kısım madde 187’den itibaren düzenlenmiştir.

Yukarıda bahsettiğimiz üzere, bir davada vakıanın ispat edilmesi için bu delillerin elde edilmesi; internetin gelişen ve değişen dinamik yapısı nedeniyle zorlaşmaktadır. Örneğin sosyal ağ sağlayıcısı yüklediği içeriği yayından kaldırabiliyor. Kısacası dava ve şikayet konusu yapılmadan silinebiliyor. Bu sebeple olumsuz koşulların ortadan kaldırılması ve sürecin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için bu tarz içeriklerin mutlaka kaydedilmesi gerekir. Ancak dijital ortamda veriler çok rahat bir şekilde lanse edilebileceğinden yasal merciler önünde kesin delil niteliğinde güvenilirlik kazanabilmesi için zaman damgalanmasının yapılması gerekir.

5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 3. Maddesinde zaman damgası “ Bir elektronik verinin, üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı ve/ veya kaydedildiği zamanın tespit edilmesi amacıyla, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından elektronik imzayla doğrulanan kaydı” olarak tanımlanmıştır.

Yine 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 295. Maddesinde “Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik verilen senet hükmündedir. Bu verilen aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılırlar .”

Kısacası elektronik ortamda ihlale konu olan veri ile ilgili yargı mercilerine başvurmadan önce işbu veriyi yayından kaldırılma ihtimallerine karşı kayıt edilmeli ve 5070 Sayılı Kanuna göre zaman damgalanması yapılmalıdır.

Çitil Avukatlık Ortaklığı Blog sayfasında yer alan ve diğer konulardaki yazılar ilk sizin e-postanıza gelsin isterseniz Çitil Haber Bülteni’ne abone olun!

Ayşenur USLU

Kaynakça:

https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

https://nasuhbugrakaradag.av.tr/mustehcenlik-sucuna-yonelik-yargitay-karari/

https://dergipark.org.tr/tr/pub/abd/issue/66510/1095525

Paylaş: