Ticari Satışlarda Ayıp Bildirimi Şekle Tâbi Midir?

Günlük hayatta hem ticari ilişkilerimizde hem de adi ilişkilerimizde birçok satış sözleşmesi yapar, bir eşya teslim alır ve karşılığında bir bedel öderiz. Fakat kimi zaman teslim aldığımız eşya, kendisinde bulunması gereken ya da satıcı tarafından eşyada bulunduğu bildirilen özellikleri taşımayabilir. Bu gibi durumlarda hukuk düzeni, alıcıya, satım ilişkisinin türüne göre çeşitli imkanlar tanımıştır.

Alıcının Yükümlülükleri

Hukuk düzeninin alıcıya sağladığı imkanlardan ; sözleşmeden dönme, bedelde indirim isteme, eşyanın ayıpsız benzeriyle değişimini isteme, ücretsiz onarımını isteme ve tazminat talebi imkanlarından yararlanabilmek için alıcının çeşitli yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerden başlıcaları, satılanı gözden geçirme ve satılanda bulunan ayıbı bildirme yükümlülüğüdür. Kanunlarımız satım ilişkisinin türüne göre bu yükümlülüklerin süresini ve şeklini belirli bir ayrıma tabi tutmuştur. Bu hususta ayıp konusu, Borçlar Kanunu hükümlerinde yer almıştır. Hukuk düzeni ticari ilişkilerin sağlığı ve de tüketicinin korunması için çeşitli uygulama farklılıklarına gitmiştir.

Adi Satışlarda Ayıp Bildirimi

Borçlar Kanunu’nda satış ilişkilerinde alıcıya; devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek ödevi yüklenmiştir. Görüldüğü üzere bildirimin nasıl yapılacağı yönünde bir hüküm yer almamıştır. Yalnızca bildirimin yapılması gereken süre açısından “uygun bir süre içinde” ifadesi yer almıştır. Bu süreye uyulup uyulmadığının kararı dava açılması durumunda hayatın olağan akışına göre hâkim tarafından takdir edilecektir.

Ticari Satışlarda Ayıp Bildirimi

Ticaret Kanunu’nda; ticari satışlarda, ayıp açıkça belli ise iki gün, ayıp açıkça belli değilse sekiz gün içinde ayıbın satıcıya bildirimi şart koşulmuştur. Ayıbın sonradan ortaya çıkacak “gizli bir ayıp” niteliğinde olması halinde ise genel hüküm niteliğinde olan Borçlar Kanunu’nda düzenlenen “uygun bir süre” ölçütü uygulanacaktır.

Bildirimin Şekli

Hukuk düzeni tarafından, ticari ilişkilerin ekonomik değerlerinin yüksek olmasından ötürü Ticaret Kanunu’nda; diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı düzenlenmiştir. Herhangi bir şekle tabi tutulmamış bir işlemin belli bir şekilde yapılması gerektiğini söylemek, şekil serbestisi prensibine aykırıdır. Ayıp bildiriminin de şekle tabi olduğu savunulsa dahi kanuni düzenlemenin gerekçesinde bu şekil şartlarının geçerlilik şartı değil, ispat şartı olduğu vurgulanmıştır. Dolayısıyla iki açıdan da alıcının Borçlar Kanunu’nda sayılan hukuki imkanlardan yararlanabilmesi için ayıp bildirimini herhangi bir şekle tabi kalmadan süresi içinde satıcıya yapması yeterlidir. Fakat bu bildirimin ispatı için yukarıdaki şekil şartlarına uyulması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Her halükarda hak kaybına uğramamak adına bu konuda uzman avukat yardımından yararlanmanız daha faydalı olacaktır.

Çitil Avukatlık Ortaklığı Blog sayfasında yer alan hukuk ve diğer konulardaki yazılar ilk sizin e-postanıza gelsin isterseniz Çitil Haber Bülteni’ne abone olun!  

Fazıl Baturalp ÇUBUKCU

Kaynakça:

https://www.mevzuat.gov.tr/

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/798677

https://karararama.yargitay.gov.tr/

Paylaş: