Çocuğun Biyolojik Babasının Koca Olmadığı Durumlarda Hukuki Süreç Nasıl İşler

Çocuğun Biyolojik Babasının Koca Olmadığı Durumlarda Hukuki Süreç Nasıl İşler?

Evliliğinizden doğan çocuğun size ait olmadığını mı düşünüyorsunuz? Ya da babanızın biyolojik babanız olmadığını mı düşünüyorsunuz? Bu durumun hukuki niteliğini ve dava imkanlarını aydınlatacağım bir yazı kaleme aldım.

 Babalık Karinesi

Karine, kelime anlamı olarak “bir şeyin varlığını gösteren işaret” olarak geçer. Evlilik sürüyorken veya evliliğin sona erdiği tarihten başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası karine olarak kocadır. 300 günlük süreden sonra doğan çocuğun eski kocaya bağlanması annenin evlilik sırasında gebe kaldığının ispatını gerektirir. Ayrıca kocanın gaipliğine karar verildiği durumlarda bu süre, son haber tarihinden veya ölüm tehlikesinin yaşandığı tarihten başlar. Evliliğin üzerinden en az 180 gün geçtikten sonra doğan çocuk için de babalık karinesi geçerlidir. Örneğin bir çocuk evliliğin 50. Gününde doğmuşsa babalık karinesinden bahsedemeyiz. Ancak gebe kalma döneminde annenin, kocayla cinsel ilişkiye girdiği konusunda ciddi deliller mevcutsa karine geçerliliğini sürdürür. Bu karine sayesinde, çocukla kocanın kütükteki soybağı kurulur.

Karinenin Çürütülmesi ve Davanın Sonuçları

Ancak elbette bu durumun aksini kanıtlama imkânı bulunmaktadır. Çocuğun ana rahmine evlilik içinde düştüğü durumlarda davacı, kocanın baba olmadığını ispatlamak durumundadır. Kocanın biyolojik baba olmadığının kanıtlanması oldukça güçtür. Bunun iki yolu vardır. Cinsel bir ilişki yaşanmış olmasının imkansızlığını öne sürülebilir. Örneğin, karısının kuvvetle muhtemel gebe kaldığı tarihlerde bir kazadan dolayı uzun süre yoğun bakımda olduğunu kanıtlayan koca babalık karinesini çürütebilir. Bir diğer yol ise yaşanan cinsel ilişkiyle gebe kalma durumunun bağlantılı olmadığını ispatlamak olacaktır. Yani cinsel ilişki yaşanmış olsa dahi bunun sonucunda herhangi bir gebelik oluşmadığını kanıtlamalıdır. Örneğin, kocanın biyolojik olarak çocuğu olamıyorsa bu durum kuvvetli bir ispat oluşturacaktır. Çocuk, evlilikten önce yahut ayrılık sürecinde ana rahmine düştüyse çok daha zayıf bir karineyle karşılaşırız. Bu durumlar ışığında davacının başka bir ispat getirmesine gerek yoktur. Ancak bu süreçler içerisinde cinsel ilişki yaşandığına dair ciddi deliller mevcutsa karine geçerliliğini sürdürecektir. Davanın kazanılması durumunda kocayla çocuğun soybağı ilişkisi kaldırılırken; annenin çocuğuyla olan soybağı ilişkisi devam eder.

 DNA Testi Yapılabilir Mi?

Davanın çözüme kavuşturulmasında zorunlu görüldüğünde, bilimsel olarak gerekli ve zararsız görülüyorsa mahkeme kararıyla DNA testi yapılabilir. Haklı bir sebebe dayanmadan buna karşı çıkılması halinde zor kullanma yoluyla test yaptırılır. 18 yaş altı çocuğa mahkeme kararıyla DNA testi yapılması kararlaştırılması halinde anne veya baba haklı sebebi olmaksızın rıza göstermezse yine zor kullanılarak test yaptırılabilir. Ancak başta da belirttiğim gibi bu testin zorunlu görülmesi ve sağlığa zarar verme tehlikesi içermeyecek biçimde bilimsel gerekliliklere uygun olması gerekmektedir. Ayrıca DNA testine haklı sebep olmaksızın karşı çıkılması halinde hâkim, beklenen sonucu bu kişinin aleyhine doğmuş olarak kabul edebilir.  Bu iki seçenekten hangisinin uygulanacağı konusunda hukuk camiasında tartışmalar mevcuttur.

Dava Yeri, Tarafları ve Süreleri

Soybağının reddi davası, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yerindeki mahkemede açılır. Aile Mahkemelerinin görev alanına girer. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde bu sıfatla Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacaktır. Koca ve çocuk soybağının reddi amacıyla dava açma hakkına sahiptir. Koca, durumu öğrendikten 1 sene içerisinde davayı açmalıdır. Bu dava, anne ve çocuğa karşı açılır. Çocuk ise en geç, ergin olduğu tarihten itibaren 1 sene içerisinde davayı açmalıdır. Erginliğinden önce de atanan kayyım tarafından bu dava açılabilir. Bu dava, anne ve kocaya karşı açılır. Ayrıca dava açma süresi dolmadan kocanın ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli bir biçimde zihinsel sağlığını kaybetmesi durumunda farklı kişilere dava açma hakkı doğar. Kocanın altsoyu, kocanın annesi, kocanın babası veya baba olduğunu iddia eden kişi dava açabilir. Bu kişilerin de kocanın ölümünü, gaipliğini veya zihinsel sorununu öğrenmelerinden itibaren 1 sene içerisinde dava açma hakları bulunmaktadır. Pek tabii çocuğun şaibeli durumu hakkında da bilgi sahibi olmalıdırlar. Diğer ilgililerin açtığı davaların karşı tarafı da anne, koca ve çocuk olacaktır. Belirtmek gerekir ki tüm bu sürelerde gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa bir yıllık süre, bu sebebin ortadan kalkmasıyla devam eder.

Ekin Deniz ÇİÇEK

Haklarımızın farkındalığını sağlamayı misyon edindiğim yazımın sonuna geldik. Aydınlatılmayı bekleyen sorularınızın cevapları için Çitil Avukatlık Ortaklığı Blog sayfasını takipte kalınız!

Kaynakça:

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.2709.pdf

1.5.6100.pdf (mevzuat.gov.tr)

https://karararama.yargitay.gov.tr/

m2011-97-1117 (barobirlik.org.tr)

Karine – Vikipedi (wikipedia.org)

Paylaş: