Marka Tescil Ayırt Edici Özellikler

Markaların Tescilinde ‘’Ayırt Edicilik’’ Kavramı

Markaların tescil edilmesinde, hem tescil başvurusu sürecinde ilgili kurumlar tarafından ret nedeni olarak görülme riski bakımından hem de tescil sonrasında markanın korunma alanı bakımından işaretin ayırt edici nitelikte olması oldukça önemlidir. Markanızı kolaylıkla tescil ettirebilmek ve tescil sonrasında çoğunlukla markalar arasındaki benzerlikler sebebiyle oluşmakta olan ihtilafların önüne geçebilmek bakımından markanızın ayırt edici karaktere sahip olması oldukça isabetli olacaktır.

Marka Nedir?

Marka, Sınai Mülkiyet Kanunu m. 4/1’e göre bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan koruma konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işarete verilen isimdir.

Bu tanımdan da anlaşıldığı üzere ayırt edicilik kavramı, markaların tescil süreçlerinde tescilin reddi nedeni teşkil edebilecek derecede önemlidir. Öyle ki SMK 5 kapsamında ayırt edici niteliği bulunmayan işaretlere ilişkin tescil başvuruları Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından incelenme sonucu reddedilmektedir. Ayırt edici niteliği düşük olan işaretler ise tescil edilebilmekle birlikte bunlara sağlanan korumanın otomatik olarak daha dar olması nedeniyle markalar arasında karıştırılma tehlikesinin oluşmasına sebebiyet vermektedir.

Ayırt Edicilik Kavramı

Ayırt edicilik kavramı somut ve soyut ayırt edicilik olarak ikiye ayrılmaktadır. Soyut ayırt edicilik, bir işaretin ortalama bilinçli tüketici düzeyi tarafından tescil amacına bakılmaksızın bir marka izlenimi uyandıracak şekilde ayırt edici olup olmaması olarak tanımlanabilir. Örneğin bir sayfalık bir yazı kullanım sonucu olsa dahi ayırt edicilik kazanamayacaktır. Somut ayırt edicilik ise tescile konu işaretin kapsamında bulunacak mal ve hizmetler bakımından herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olup olmaması ile alakalıdır. Örneğin bir elma görselini içeren işaret, aydınlatma mallarını kapsayacak bir şekilde tescil edilebilir çünkü elma görselinin bu mallarla herhangi bir ilgisi olmadığı için somut ayırt edici niteliği haizdir. Söz konusu somut ayırt ediciliğin yüksek olması markanın tescili ve tescil sonrası korunması için daha avantajlı olmaktadır.

Ayırt Ediciliğin İncelenmesi

Başvuruya konu işarette ayırt edicilik araştırması öncelikle inceleme konusu mal ve hizmetlere ilişkin olarak sonrasında ilgili tüketici kesiminin algısına göre yapılmalıdır. Örneğin işaretin içerdiği unsurlar, başvuruya konu malları ve hizmetleri doğrudan tanımlıyorsa ya da bu mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, değeri, kullanım amacı gibi karakteristik özelliklerini tarif ediyorsa, malla ve hizmetle ilgili övgü niteliğinde mesajlar veriyorsa ya da söz konusu mallarla ve hizmetlerle ilgili olarak ticari hayatta kullanımı varsa ayırt edici niteliği düşük olmaktadır. Aynı zamanda işaret, içerdiği bütün unsurlar ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Nitekim ortalama tüketici markaları bir bütün olarak algılamaktadır. Örneğin bir işaret, şekil ve kelime unsurlarından oluşuyorsa bu unsurlar ayırt edicilik bakımından ayrı ayrı incelenmemeli, işaret bir bütün olarak incelenmelidir. Dolayısıyla tescil konusu işaretlerin mal ve hizmetler bakımından tanımlayıcı ve bu mal ve hizmetlerin ticari kaynağını açıkça göstermeyen nitelikte olması veya bir bütün halinde ortalama tüketici nezdinde sıradan ve sık rastlanabilir olması ayırt edici niteliğin düşük olduğunu göstermektedir.

Markalar Arasındaki Karıştırılma İhtimali Bakımından Ayırt Edicilik Unsuru

Markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin belirlenmesinde ayırt edicilik faktörü oldukça önemlidir. Karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkması sonucunda tüketiciler bir markaya ait mal veya hizmetlerden yararlandıklarını zannederlerken başka bir markaya ait mal ve hizmetlerden yararlanabilmektedirler. Karıştırılma ihtimalinin SMK kapsamında nispi red nedeni olması nedeniyle ayırt ediciliği düşük işaretlerin karıştırılma ihtimali tehlikesi yaratması marka sahibi bakımından oldukça zararlıdır. Ayırt ediciliği yüksek markalar, düşük ayırt ediciliğe sahip markalara göre daha geniş bir korumadan yararlanırlar.

Sonuç olarak bir markanın tescil ettirildikten sonraki süreçte korunma kapsamının geniş olması, diğer bir deyişle üçüncü kişilerin bu markaya benzer veya yakın kullanımlarının olmaması için markanın ayırt edici niteliği yüksek olması marka sahipleri açısından oldukça önemlidir. Tescil ettirilmek istenen markalarda tescil konusu işaretin en başta ayırt edici karakterinin olması, başvuru aşaması ve tescil sonrası süreçlerde olumsuzluklar yaşanmaması bakımından marka sahipleri için oldukça faydalı olacaktır.

 

Çitil Avukatlık Ortaklığı Blog sayfasında yer alan hukuk ve diğer konulardaki yazılar ilk sizin e-postanıza gelsin isterseniz Çitil Haber Bülteni’ne abone olun!

Ekin Zerya Aksoy

KAYNAKÇA

https://www.turkpatent.gov.tr/marka

https://iprgezgini.org

https://www.academia.edu

Paylaş: